9 Nisan 2012 Pazartesi

Hiç Değilsin!!!



SEN, BİR HİÇ DEĞİLSİN!

Sabah olunca uyanıyorsun. Kalkıp elini, yüzünü yıkıyorsun. Kahvaltı yapıp görevine gidiyorsun. Patronundan görev veya öğretmeninden ödev alıyorsun. Düşünüyorsun keşke hemen Cumartesi günü gelsin diyorsun. Akşamki diziyi çok seviyorsun ama bugün birçok ödevin var ve sen diğer insanların gözünde sorumlu birisin veya öyle olmak istiyorsun. Takdir edilince seviyorsun ancak uyarı alınca içinde bir nefret doğuyor.
Sen başkalarının fikirlerine değer veriyorsun, peki başkaları senin fikirlerine değer veriyorlar mı? Sen kendini sevmiyorsan, sen başkalarını seviyorsun. Sen başkaları için çaba sarf ediyorsun. Peki, başkaları senin için çaba sarf ediyorlar mı? Bu soruyu sen cevaplayamazsın. Bu soruyu başka bir kişiye sormalısın. Bu soruyu çaba sarf etmediğin kişilere sormalısın ki, olumlu bir cevap alasın. Peki, sen olumlu cevap almak istiyor musun? Olumlu cevap almak için hiç çaba sarf ettin mi?
İşte bu soruyu sen kendin cevaplayabilirsin. Tabiî ki bu soru öyle bir dakikada cevap verilebilecek bir soru değil. Bu soru süregelen zaman içinde cevapları kendinden oluşacak ve senin içine doğacak türden sorular.
Arkadaşların seni seviyorlar mı? Arkadaşların sana kötü zanda mı bulunuyorlar ya da seni başkalarına övüyorlar mı? İş hayatında seni kaç kişi seviyor? Seni doğru anlayan insan mı daha çok yoksa yanlış anlayan mı? Dünyada, evrende hatta kâinatta veya bütün varlıkta genel payda ne, senin payın ne? Belki şuan bunu anlayamıyorsun. Çünkü bu şuan senin kısıtlanmış yani yön verilmiş zekândan kaynaklanıyor. Sen güneş yüzü görmemiş toprak altındaki havuç gibisin; renkli fakat kendini göstermeyen. Kendini göstermelisin. Kendini göstermelisin çünkü sen çok şeye değersin.
Sen şuan arı kovanında iş yapmayıp yatan ancak kovandaki arıların en zekisisin.

1 yorum:

Ahmet Emin Kayar dedi ki...

Ne yapıyon bu aralar hiç bişe yayınlamıyon :)

Yorum Gönder

 
;